İnancını yitirmiş bir bekleyiş!

21 Ocak 2024

Bugün sizi biraz huzursuz etmek istiyorum. Çünkü bazı şeyler unutulmuyor. Hrant Dink cinayetinin unutulmaması gibi… Önce bir hatırlatma yapayım, Dink cinayetinin gerçekte en ‘yakın’ tanıkları gazetecilerdi. Hatta daha da ileriye gideyim: Biz meslektaşımızın davasında adaletin kapısında bekleyen ‘görgü’ şahitleriydik. Buna rağmen Dink cinayeti davası kendi etrafında dönüp durdu. Dava bir tetikçiyle başladı. O tetikçinin dışarı çıkmasıyla da son buldu. Hâliyle yıllarca aynı sorular, birbirinin benzeri, tekrarı makalelerle konuyu kamuoyu gündeminde tutmaya çalıştık. 

***

Dink cinayeti davası hakkında defalarca yazmama rağmen, aslında bugüne kadar “tek bir yazı” yazdım. Tek bir yazı. Ve bu yazıyı, her yıl bir iki düzeltmeyle temize çektim. Çünkü gerçekte yıllar içerisinde, davada değişen tek şey tarihler olmuştu.… Yazılarım ‘Dink cinayetinin birinci yılında’ diye başladı, bir yıl sonra üzerini çizdim, ‘ikinci yılında’ dedim. 14. yılında, 15. yılında 16.

Yazının Devamı

Yaşamayan ünlülerin telif hakkı

14 Ocak 2024

l Ünlü aktör ve komedyen Robin Williams’ın ölümünden sonra mirasçıları, Williams’ın sesini ve görüntüsünü içeren materyallerin ticari kullanımına karşı çıktı. Reklamlarda veya ticari projelerde kullanılmasını engellemeye yönelik hukuki adımlar attılar. 

l Ünlü fizikçi Albert Einstein’ın mirasçıları, 2015 yılında New Jersey’de bulunan bir koleksiyoncuyla Einstein’ın mektupları üzerinde hukuki bir anlaşmazlık yaşadılar. Mektuplar, koleksiyoncunun sahip olduğu materyallerin ticaretine engel olma çabalarıyla ilgiliydi. 

l The Beatles’ın ünlü üyesi John Lennon’ın mirasçıları, Lennon’ın şarkılarından birinin bir reklamda kullanılmasına karşı çıktılar.  

l “Çavdar Tarlasında Çocuklar” adlı ünlü romanın yazarı J.D. Salinger’ın mirasçıları, yazarın ölümünden sonra da eserleri üzerinde sıkı bir kontrol sağladılar ve gelecekteki kullanımına dair katı şartlar koydurdular.  

l “Bülbülü

Yazının Devamı

Sanığın yeni savunma yöntemi: Şeytana uydum!

7 Ocak 2024

Suç işlemek; genellikle bireyin kendi tercihleri, davranışları veya kararları sonucunda ortaya çıkan bir durumdur. Buna rağmen suçlular artık işledikleri suçlara şeytanı da dâhil etmeye başladı. Yeni savunma şekli artık bu: Şeytana uydum bir kere! İşin ilginç yanı bazı mahkemeler de buna inanıyor olmalılar ki “şeytan işi suçlar” bakımından ya cezada indirime gidiliyor ya da suçlu serbest bırakılıyor. Bir kere şeytana uyup, yüz bin defa aynı suçu işleseler de bu böyle… 

***

Benzer suçlara benzer kararların verildiği onlarca dava var. Ben medyaya yansıyan son olayı anlatayım: 12 yaşında bir çocuk kaldığı cemaat yurdunda kurs hocasının cinsel istismarına maruz kaldı. Çocuğun ailesi durumu öğrendi. Hocanın “şeytana uydum” diyerek aileden özür dilediği iddia edilse de savcılık hoca hakkında ‘‘çocuğun cinsel istismarı’’ ve ‘‘kişiyi hürriyetinden alıkoymak’’ suçlamasıyla iddianame hazırladı. İddianamede cinsel istismar bir çocukla sınırlı kalmadığı başka çocukların da

Yazının Devamı

İnsan gibi yaşamak!

31 Aralık 2023

12 yaşında öldürülen Gazzeli Avni Eldous, YouTube kanalında yaptığı son yayında barış istemişti.

Avni Eldous… Kardeşleriyle cips ve çikolata yerken film izlemekten hayli mutlu olan küçük bir çocuk… Elinde mikrofon, YouTube’daki oyun kanalıyla ilgili hedeflerini açıklıyor. “Küçük Öğretmenler” projesinin bir parçası olarak, arkadaşlarına teknoloji dersi veriyor. Kara tahtanın önünde durmuş, diğer öğrencilere bilgisayar anakartını gösteriyor. Bilgisayar mühendisliğine olan ilgisi ona çok sayıda ödül kazandırıyor. Ve yüzünden hiç eksik olmayan bir gülümsemeyle “Arkadaşlar, şimdi kendimi tanıtayım: Ben 12 yaşında, Gazzeli bir Filistinliyim. Bu kanalın amacı 1 milyon aboneye ulaşmak” diyor. Son cümlesi: “Barışla kalın” oluyor.

Ve öldürülüyor! Onun gibi yüzlerce çocuk öldürülüyor. Katilleri belli. İsrail devleti, Amerika, Avrupa gibi barış istemeyen bütün devletler… Barıştan yana olmayan bütün siyasi

Yazının Devamı

Silahlı bir öğretmen!

17 Aralık 2023

Habib Çetinel. 17 yaşında yatılı bir lise öğrencisi. Amacı hukuk okumak. 2020 Haziran’ında Ağrı Patnos’ta, köyde yaşayan ailesinin yanına gitti. Kendisi gibi lise öğrencisi olan kuzenleriyle hayvanları otlatırken, aileleriyle “kan davalı” olan altı kişinin silahlı saldırısına uğradılar. Üzerlerine kurşun yağdırılan kuzenler kaçarak kurtuldu. Habib olay yerinde hayatını kaybetti.

Ülkeyi cehalet ve eğitimsizlik mahvetti diye düşünürken, meslektaşım İsmail Arı’nın bu kan davasını konu alan haberinde yer alan bir bilgi, ülkemizde eğitimin de pek bir işe yaramadığını ya da nasıl bir eğitimden geçtiğimizi sorgulamamızı gerektirecek türden. Çünkü habere göre; olay yerinden kaçan kuzenlerden biri mahkemede ifade verirken, silahlı saldırıda bulunanların adlarını sayarak şöyle diyor: “…İlkokul öğretmenimizi gördüm. Onu görmemle silahına davranması bir oldu…”

Ağır Ceza Mahkemesi aralarında öğretmenin de olduğu altı sanığa ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet ve 26’şar yıl hapis cezası verdi. Kararı

Yazının Devamı

17. kat ve şube müdürünün odası!

10 Aralık 2023

Güvenilir, meşru, saygın bir kurumun içinde perdelenen 17. kat! Bu katta yasa dışı, gizli fon adı altında sürdürülen, kayıt dışı zenginleşmeyi sağlayan Ponzi sistemi kurulur. 1990’lı yıllardan itibaren kesintisiz olarak haksız kazanç peşinde koşan binlerce zengin, bu yolla daha da zenginleşir. Fakat sistem tıkandığında dahi, son ana kadar fona para arayışı sürdürülür

Birinci perde: Maalesef üzgünüm bu çeyrekte fonumuz doldu. Size fonda bir yer açmak için başka birini feda etmeliyim. Bunu yapamam ama belki 400 binin üzerine çıkabilirseniz… Müşteri fona para yatırmayı kabul eder ve parayı elden teslim eder.

İkinci perde: Çok seçkin yeni bir fon kuruyorum… Sadece beş yatırımcı olacak… Tutarlı olarak başarıyı yakaladığımız ay aynı stratejiyi kullanacağız… Bu fonda para dönüşleri daha yüksek olacak.

Daha önce defalarca fondan kazanan müşteri bu kez ikna olmaz.

Üçüncü Perde: Cezaevi… Bunun benimle ilgisi yok! Bu düzmece sistemde yaşayabilmeleri için, kötü bir

Yazının Devamı

Tetikçi çocuğun arkasına saklanan büyükler!

26 Kasım 2023

100 yıllık Türkiye tarihinin hangi döneminde olursa olsun ve hangi siyasal aktörler üzerinden tarihe bakarsanız bakın; neredeyse herkesin kendi hafızasında, yargı kararlarına ilişkin bir mağduriyet hikayesi vardır. Bazı hukukçular yaşanan mağduriyetleri adalet anlayışımıza bağlar. Evet; hukuk var, kanunlar var, mahkemeler var, kanun koyucular var ama bir tek “adalet” yok, diyerek!

Toplum olarak bu gerçekle hemen her dönemde defalarca yüzleştik:

*Mesela yazar Sabahattin Ali’yi öldüren tetikçi, iki yıl yatıp çıktı ama şair Nazım Hikmet, şiirleri yüzünden on iki yıl hapis yattı.

*Savcı Doğan Öz’ün tetikçisi, açıkça “suçu sabit” kararına rağmen serbest kaldı ama yazar Kemal Tahir’in on dört yılı cezaevlerinde geçti.

*Uğur Mumcu, Abdi İpekçi gibi gazetecilerin, Ümit Doğanay gibi hukukçuların tetikçileri delil yetersizliğinden bırakıldı ama yazar Orhan Kemal beş yıl hapse mahkûm edildi.

*Prof. Dr Cavit Orhan Tütengil cinayetinin tetikçisini, bırakın yargılamayı, dava dosyasını dahi

Yazının Devamı

Düşmanla yolculuk!

19 Kasım 2023

Zamanın ruhu öfke ve nefret dolu… Bir kadın, Filistin halkına yapılan zulmü ve vahşeti kınamak için İsraillilere nefret kusuyor. Ama bilmiyor ki; dünyanın dört bir yanında yaşayan binlerce İsrailli de barış yanlısı gösteriler düzenleyerek Gazze’deki savaşa karşı direnç gösteriyor. 

Devletler tarihi, ırkçılık, inanç ve kimlikler üzerinden istediği kadar “ortak düşmanlar” yaratsın, insanlık tarihinin de halkların gerçekte barıştan yana olduğunu hatırlatacak hikâyeleri daima olacak. 

Tıpkı beyaz ırkın yönetiminde olan Güney Afrika’da, ‘Apartheid’ denilen ırkçı rejimin siyahiler ve diğer etnik grupları yaşadıkları yerlerden kovarak, şiddetle, baskıyla, zulümle ‘hizaya’ sokmaya çalışması gibi… O yıllardan bir barış hikâyesi çıktıysa yine çıkacaktır. 

İşte size bir barış hikâyesi…   

***

1970’li yılların sonu… Johannesburg’un arka sokaklarından bir ses yükseliyor! Irkçılığa, yoksulluğa karşı şarkılar söyleyen Roger

Yazının Devamı