Asya kaplanına ışın gücü

12 Kasım 2023

DSÖ, küresel sıcaklık artışı nedeniyle sivrisinek popülasyonundaki yayılmanın, yeni salgınlara yol açabileceği konusunda uyarıyor. Ülkemizde de ev sivrisineğinin yanına Asya kaplanı türü eklendi. Bilim insanları bu türü kontrol altına almak için ilginç yöntemler geliştiriyor.

Yerküre ısınıyor, yaşam değişiyor. Kasım ayını neredeyse yarıladık, hâlâ şort ve tişörtle gezebiliyoruz. Güneyde deniz sezonu iyice uzadı. Plajlar yazın olduğu gibi kalabalık. Kombileri de açmadık henüz. Ama susuzluk ve kuraklık can sıkıcı. Keza artan orman yangınları da öyle. Diğer yandan yaz aylarının kâbusu sivrisinekler de hâlâ peşimizde. Ve “kanatlarında” ciddi bir risk taşıyorlar: Viral salgınlar! Dünya Sağlık Örgütü, sivrisineklere dair önemli bir uyarıda bulundu geçtiğimiz günlerde. Uyarıya göre; küresel sıcaklık artışı sonrası gerçekleşen sivrisinek popülasyonundaki yayılma, yeni salgınlara yol açabilir. “Dang humması”, “Sıtma”, “Batı Nil virüsü” ve

Yazının Devamı

Kurumi köye dönüyor

5 Kasım 2023

FAO’nun, 2023’ü Darı Yılı ilan etmesi boşuna değil! Dirençli bir gıda kaynağı olan darı, gıda kıtlığına karşı bir seçenek olarak değerlendiriliyor. Bu yüzden, ODTÜ’lü Oruç çiftinin Arhavi’de canlandırmayı başardığı darı çeşidi kuruminin önemi büyük

Zor zamanlar yaklaşıyor. Yeni bir çalışmaya göre, kritik iklim eşiği, önümüzdeki 5 yıl içinde aşılacak. Bu da sıcak hava dalgalarının ve kuraklığın artacağı anlamına geliyor. Önümüzdeki yıllarda hem yaşamın hem de tarımsal üretimin, günbegün daha da zorlaşacağına tanıklık edeceğiz. Bu nedenle iklim değişikliğine dayanıklı yeni gıdalar, son derece önemli. Zaten bu kaçınılmaz gerçeklik nedeniyle BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) de 2023’ü Uluslararası Darı Yılı ilan etti. FAO’ya göre darı, zor dönemlerde gıda kıtlığını önlemede yararlı olabilir. Ancak biz, darıya oldukça yabancıyız. Çok küçük alanlarda sadece 3-4 bin ton darı üretimimiz var. Oysa darı, insanlığı doyuran, buğday, mısır ve

Yazının Devamı

Kuraklığa karşı Taner iş başında

22 Ekim 2023

İklim krizi bizi kuraklık senaryolarıyla karşı karşıya bıraktı. Çiftçiler de kuraklığa dayanıklı diye yabancı tohum ekti ama sonuç değişmedi. Oysa ülkemizde geliştirilen “Taner” ve “Ayten Abla” adı verilen tohumlar, kuraklığa rağmen yüksek verimliliğiyle umutları yeşertiyor

Kuraklık, bulunduğumuz coğrafya için en yakıcı sorun. İklim krizinin etkisiyle, art arda olağanüstü kuraklıklar yaşamaya başladık. Ve iklim senaryolarına göre, bu tablo daha da ağırlaşacak. Zaten birçok kentte barajlar, dip seviyede. Turizm merkezi Bodrum’da aylardır insanlar, taşıma suyla değirmeni döndürüyor. Suyu tükenen bazı barajlar da, tarımsal sulamaya kapatıldı. Her geçen yıl susuzluk tehdidini daha yakından hissediyoruz.

Tabii bir diğer endişe; kuraklığa bağlı tarımsal verim kaybı. Trakya, ayçiçeçeğinde bunu acı bir şekilde tecrübe etti. Ayçiçekleri, yağış yetersizliği nedeniyle boy atamadan kurudu. Çiftçiler, yabancı bir tohum firmasına ait ‘kuraklığa dayanıklı’ tohum çeşidi ekmelerine rağmen, büyük bir

Yazının Devamı

Zehir nara nasıl bulaşıyor?

15 Ekim 2023

En şifalı meyvelerden ama ne yazık ki Türkiye’den Avrupa’ya gönderilen narlarda limitin çok üstünde tarım zehri kullanıldığını öğreniyoruz. Nedeni de ilaçlamanın kurallara uygun yapılmaması.

İşte Avrupa Birliği Gıda Alarm Sistemi. Geçen hafta sisteme düşen uyarıya göre, Türkiye’den gönderilen narda tolere edilebilir limiti onlarca kat aşan 5 farklı tarım zehri var. Hatta 12 yıl önce yasaklanan “fenvalerate” bile o zehirler arasında. Antioksidan açısından en yararlı meyve olan narın, âdeta zehir kokteyline dönüştüğünü anlıyoruz uyarıdan. Peki, bu nasıl oluyor? Çünkü çiftçi, ruhsatlı; yani kullanımına izin verilen tarım zehrini ya eksik ya da yanlış kullandığı için, zararlılara çare bulamıyor. Bunun üzerine de yasaklansa bile bir şekilde ulaşılabilen kimyasallara yöneliyor. Bunu anlatan Antalya’da bu yıl düzenlenen Nar Festivali’nde yetiştirdiği narla birincilik ödülüne layık görülen nar üreticisi Serdar Dülger.

Pas ve lekeler

Yazının Devamı

Zeytinyağınız sahte mi?

8 Ekim 2023

Zeytindeki rekolte düşüklüğü hem fiyatını hem de sahteciliği tetikliyor. Kaliteyi belirleyen temel kriterleri değerlendiren tadım uzmanı Prof. Dr. Renan Tunalıoğlu’dan ipuçları aldık.

Zeytin rekoltesi bu yıl oldukça düşük. Tabii bu durum, zeytinyağı fiyatlarına da yansımış durumda. Fiyatla birlikte zeytinyağında sahtecilik de artıyor. Şikâyet sitelerine, zeytinyağı memnuniyetsizlikleri yansımaya başladı bile. Siparişle eve gönderilen yağın, zeytinyağı olmadığından yakınan da var, yağı tükettikten sonra sağlığının bozulduğunu iddia eden de!

Gerçekten de “zeytinyağı” diye satılan bazı yağların fiyatlarına bakınca, işin içinde bir bit yeniği olduğu apaçık. Zira kilosu 60 liradan satılan zeytinyağı da var kilosu 250 lirayı aşanı da. Elbette zeytinyağında belli oranda fiyat farkının oluşması olağan bir durum. Çünkü zeytinin çeşidi, yağın sınıfı, asitlik derecesi, elde edilme koşulları fiyata yansıyor. Ama piyasa değerinin çok altında bir fiyata, tenekelerce zeytinyağı satılabilmesini kimse açıklayamıyor. Daha doğrusu bu tablo, tağşişe (sahtecilik) kanıt

Yazının Devamı

Şekerlemelere dikkat!

1 Ekim 2023

Avrupa’ya ihraç ettiğimiz ürünlerde başta şekerlemeler olmak üzere, pastadan keke, sakızdan içeceklere limitin üzerinde yapay renklendirici saptanması soruları da beraberinde getiriyor

Avrupa Gıda Alarm Sistemi, Türkiye’den gönderilen kek, bisküvi ve şekerlemeler için uyarı vermeye başladı. Son aylarda sisteme limit aşan oranda yapay renklendirici kullanılan ürünler yansıyor. Karamelli bir üründe sentetik kahverengi gıda boyası (E-155) kullanılmış. Üstelik limit değerin çok çok üzerinde!

Yunanistan’ın yaptığı sınır kontrolünde, Türkiye’den gönderilen şekerlerde sentetik kırmızı boya (E-124), kabul edilebilir limit değerin neredeyse 2 katı oranında saptanmış. Almanya’daki marketlerde satılan bir meyveli kekte ise âdeta renk kokteyli kullanılmış. Türkiye menşeli kekte, 3 adet sentetik gıda boyası kullanıldığı belirlenmiş. Yine Yunanistan’da yapılan sınır kontrolünde, ihraç ettiğimiz draje şekerlerde AB’nin yasakladığı titanyum dioksitin (E-171) kullanıldığını görüyoruz.

Aşırı kullanım var

Avrupa&rsquo

Yazının Devamı

Gerçekten Ezine mi?

24 Eylül 2023

Ezine peyniri, AB Coğrafi İşaret Tescili alacak ama Ezine’de bile tescil şartlarına uygun olmayan peynirler satılabiliyor. Sahteciliği önleyecek düzenlemeler yapılmadığı sürece AB tescili, duvarda süs olarak kalmaktan öteye gitmiyor

Birkaç aya kadar, Türkiye’nin “Avrupa Birliği Coğrafi İşaret Tescili” alan 14’üncü ürünü “Ezine peyniri” olacak. Ama Ezine peyniri maalesef, üretildiği coğrafyada bile korunamıyor. Bugün “Ezine” diye, markette, pazarda satılan peynirlerin çoğu, gerçek Ezine peyniri değil. Hatta Ezine’deki zincir marketlerde bile, “Ezine” etiketiyle tescil şartlarına uygun olmayan peynirler satılabiliyor. İş öyle bir noktaya varmış ki, peynir üretiminde kullanılmak üzere “Ezine” aroması bile var.

Böyle bir tabloda, AB’den coğrafi işaret almanın Ezine peynirine katacağı katma değer merak konusu. Zaten başvuruyu yapan Ezine Peynirini ve Mandıracılarını Koruma Geliştirme ve Tanıtma Derneği Başkanı Ali Öztürk de, AB coğrafi işaretinin gerçek üreticilere

Yazının Devamı

Morca’nın gizemi

17 Eylül 2023

Dünyanın gözü geçen hafta Morca Mağarası’ndaydı. ABD’li mağaracı Mark Dickey’nin indiği Morca’nın keşfinin maceralı bir öyküsü var. Üstelik Morca, yeni bakteri türlerinin bulunması ve endemik kerevit türünün dünya literatürüne girmesiyle de dikkatleri çekiyor.

Türkiye’nin en derin 3’üncü mağarası Mersin’deki Morca Mağarası, geçen hafta hem Türkiye’nin hem de dünyanın gündemindeydi. Mağarada araştırma yapan ABD’li mağaracı Mark Dickey’nin, 1.000 metrede mide kanaması geçirmesi sonrasında başlatılan kurtarma çalışmaları, herkes tarafından ilgiyle izlendi. Bu derinlikte ilk kez böyle bir kurtarma operasyonuna imza atıldı. 9 gün süren çaba sonunda Dickey, sedyeyle sıfır noktasına taşınarak sağ salim mağaradan çıkarıldı.

Tabii birçok kesim, ABD’li mağara araştırmacısının neden Morca’da olduğunu sorgulamaya başladı. Oysaki mağaralar barındırdıkları gizemlerle hem dünya mağaracıları hem de bilim insanları için öteden beri önemli

Yazının Devamı