Macron ve abartının sınırı

28 Nisan 2024

Aslında Fransızlarda biraz mizah olsa, alınmayacaklarını bilsem, sarkazm ve ironinin sadece Fransiz diline özgü olmadığını bildiklerini düşünsem, ironiyle başlığa ‘Katil Macron’ diye yazacaktım. 2018 yılında NATO’yu ‘beyin ölümü gerçekleşmiş bir kurum’ olarak niteleyen Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, bu sefer de Avrupa Birliği’ne (AB) dil uzattı. Sorbonne Üniversitesi’nde AB konusunda yapacağı konuşma dört gözle bekleniyordu. Zira 2017 yılında aynı kurumda Avrupa konusunda yapmış olduğu konuşma hem Fransa’da, hem de dünyada çok geniş yankı uyandırmıştı. 7 yıl sonra Avrupa Parlamentosu seçimleri arifesinde yine Sorbonne’da yapacağı konuşma da bu yüzden bekleniyordu. Ancak konuşması beklenen etkiyi yaratmadı. Aksine çok büyük hayal kırıklığına yol açtı. Uluslararası basın tarafından da kâh ‘dramaturjik’ olarak nitelendirildi İspanyol El Pais gazetesinin kaleme aldığı üzere, kâh ‘melodramatik’ olarak tanımlandı İsviçre’nin Le Temps gazetesinde kaleme alındığı

Yazının Devamı

3.Dünya Savaşı vs 3.Dünya ülkeleri savaşları

21 Nisan 2024

Aslında başlık sizlere yabancı değil. Sadık okurlar, 21 Ocak 2024 tarihli Milliyet gazetesinde ‘Ya 3.Dünya Savaşı başladıysa’ başlıklı yazımı hatırlayacaklar. Rusya’nın Ukrayna’yı ilhak etme çabalarının ardından yaşanan çatışma tektoniklerini kaleme almıştım. Ancak İsrail’in 7 Ekim’de karşı karşı kaldığı saldırıdan bu yana yaşanan bölgesel ve küresel gelişmeler, bu konuyu yeniden kaleme almama neden oldu.

Nitekim Çarşamba akşamı yapılan AB Liderler zirvesinin akşam yemeğinde de, 27’ler ağırlıklı olarak Ukrayna, İsrail, İran gibi konuları ele aldılar. Uppsala Çatışma Veri Programının son rakamlarına göre Mart 2024 itibariyle dünyada 200’e yakın çatışma bulunuyor. Bunların 56’sı doğrudan savaş olarak niteleyebileceğimiz cinsten. Zira bunlar, Rusya-Ukrayna savaşı gibi devletlerin dahil olduğu nitelikli çatışmalar. Terör örgütleri ve tek taraflı saldırılarla birlikte bu sayı 189’a ulaşıyor. 2022’den bu yana çatışmaların sayısı %97, çatışmada ölenlerin sayısı ise %400 artmış durumda. ABD’nin Washington kentinde

Yazının Devamı

Fransa’nın nükleer şemsiyesi güvenilir mi?

14 Nisan 2024

Avrupa, yoğun bir nükleer silah tartışmasına girdi. Tartışmayı başlıca iki konu besliyor. Biri Rusya’dan belirli aralıklarla gelen nükleer silah kullanma tehdidi. Diğeri ise ABD’de Kasım ayında yapılacak olan başkanlık seçimlerinin olası sonucu. Zira, Joe Biden’ın yerine Donald Trump’ın başkan seçilmesi halinde ABD’nin nükleer şemsiyesini Avrupa kıtasının güvenliği için hizmete sunmaya devam edip etmeyeceği sorunsalı yaşanacak. Önce basitleştirilmiş kısa bir hatırlatmada bulunmakta fayda var. NATO’nun nükleer caydırıcılığı ağırlıklı olarak ABD’nin İttifak’a vermiş olduğu nükleer imkan ve yeteneklerden oluşuyor. İngiltere de sayısal açıdan daha az, ancak göz ardı edilmeyecek güçte nükleer başlığa sahip. Fransa ise NATO’nun nükleer caydırıcılık siyasasında yer almıyor. Ancak İngiltere’den farklı olarak denizden ve havadan nükleer başlık fırlatma imkanına sahip. NATO’nun bu üç nükleer gücü dışında, bir de ‘dual capable nation’ olarak bilinen ülkeler var. Bu ülkeler yarı

Yazının Devamı

NATO’nun 75. yılı ve AB’nin dayanılmaz cesaretsizliği

7 Nisan 2024

Aslında fırsat kapının önüne kadar gelmiş. Avrupa Birliği (AB) dış politikada söz sahibi olmak istiyor. ABD’nin gölgesinden kurtulmak, NATO nezdinde de çok güçlü bir AB topluluğu oluşturmak istiyor. ABD ise, görünürde Avrupa kıtasının güvenliğine çok önem verdiğini söylese bile, Avrupa’dan sıkılmış durumda. Aslında zamanını ve kaynaklarını Asya’ya ve Çin’e harcamak istiyor. Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlatmış olduğu savaş hem AB hem de ABD için biraz zamansız oldu. AB ülkelerinin ciddi bir savunma sanayileri var, ama ‘Haute Couture’, yani kupon ürünler. Böyle seri halinde üretilecek ürünler değil.

NATO’nun Brüksel’de sönük geçen 75. yıldönümü kutlamaları esnasında ABD’nin Ukrayna’ya söz vermiş olduğu 60 milyar dolarlık mali yardım çıkmazı yeniden gündemdeydi. ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken bir kez daha bu yardımın ABD Kongresinden önümüzdeki hafta çıkacağını söyledi. İzci yemini verdi.

Yazının Devamı

Ukrayna NATO’ya üye olacak

5 Nisan 2024

Brüksel’deki NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı sorası İttifak, Ukrayna’ya üyelik konusunda yeni bir güvence verdi. Ukrayna “merhamet değil mühimmat” istediğini söylerken, Rusya da tepki gösterdi

NATO dışişleri bakanları toplantısının ikinci gününde İttifak, Ukrayna’ya siyasi, askeri ve diplomatik desteğini yineledi. Zira NATO-Ukrayna toplantısına katılan Ukrayna Dışişleri Bakanı Dimitri Kuleba’ya, ülkesinin NATO üyeliği konusunda güvence verildi. Nitekim ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken da, Ukrayna’nın er ya da geç NATO’ya üye olacağını ifade etti. Müttefikler, Ukrayna’ya uzun soluklu desteğe hazır olduklarını ifade etti.  

“Ukrayna için daha fazlasını yapmamız gerekiyor” diyen NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg de “Müttefikler, envanterlerine bakacak ve özellikle Patriot sistemleri olmak üzere hava savunma sistemleri tedarikinin herhangi bir yolu olup olmadığını gözden geçirecekler” ifadesini kullandı. Kuleba ise, ülkesinin, Rusya’ya karşı savaşı kazanması için

Yazının Devamı

Genel sekreterlik için Rutte favori

3 Nisan 2024

NATO dışişleri bakanları, ittifakın Ukrayna’ya vermiş olduğu askeri yardım ve desteği kurumsallaştırma çabasında. Zira ABD’de bir başkanlık değişimi yaşanması halinde Avrupa’lı müttefikler ile ABD’nin Rusya’ya karşı Ukrayna’yı silahlandırma taahüdünü devam etirmesini hedefliyorlar. Buna göre toplantının ikinci gününde Ukrayna dışişleri bakanı Dimitri Kuleba ile de bir araya gelecek olan NATO dışişleri bakanları, Ukrayna’nın Rusya’ya karşıdaha fazla mevzi kaybetmemesi için atılması gereken adımlar ile verilmesi gereken askeri destek konusunda görüş alışverişine bulunacaklar. NATO dışişleri bakanlarının gündeminde yer alan bir diğer konu ise pasifik ülkeleri.

Nitekim Japonya, Güney Kore, Yeni Zelanda ve Avustralya’nın dışişleri bakanlarının da katılacağı NATO-Hint Pasifik okyanusu ülkeleri toplantısında da Çin ve Rusya’nın bölgedeki faaliyetleri ele alınacak. Kulislerde Jens Stoltenberg’den boşalacak olan NATO Genel Sekreterliği koltuğuna kimin oturacağı konusundaki pazarlıklar da devam edecek. Geçtiğimiz Pazar

Yazının Devamı

AB’nin müstakbel ‘kare ası’

31 Mart 2024

Bugün Türkiye’de yerel seçimler gerçekleştiriliyor. Bu yüzden de konumuz doğrudan Türkiye olmayacak. Aslında okuyucuya daha çekici gelecek bir makale kaleme almak istiyordum ve bunun için Avrupa Birliği (AB) konusuyla aslında hiç başlamamam gerekiyor. Ancak dış politika sevdası, mesleki disiplin ve fikri takipten dolayı, iki satır da olsa AB ile başlamalı. Malum sadece Türkiye’de değil, AB ülkelerinde de seçimler var. En önemlisi de Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleri. Bu seçimlerin ardından AB’nin önde gelen kurumları olan AB Komisyonu, Konsey ve Parlamento’nun başkanları ile AB dış politika yüksek temsilcisinin kim olacağı kesinlik kazanacak. Nam-ı diğer AB’nin ‘kare ası’. Son bilgilere göre, bir sürpriz yaşanmaması halinde halen Avrupa Komisyonu başkanlığı görevini üstlenen Alman Ursula von der Leyen, bir dönem daha koltuğunda oturacak. Avrupa Parlamentosu’nda da Maltalı Roberta Metsola bir dönem daha koltukta kalacak. AB Konseyi başkanlığına ise Danimarka’nın Sosyal Demokrat Başbakanı Mette

Yazının Devamı

Rusya ve yeni kavramlar çelişkisi

24 Mart 2024

Rusya dünya kamuoyunun kelime haznesini yeni kavramlarla yeşertmeye çalışıyor. Sondan başlamak istiyordum. Yani Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in sözcüsü Dmitriy Peskov’un Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırısını bir ‘savaş’ olarak nitelemesinden. Ancak yazıyı kaleme aldığım saatlerde Rusya’nın başkenti Moskova’da bir terör saldırısı meydana geldi. Saldırıyı da DAEŞ üstlendi. Bu hususu bir kenara koyalım. Peskov, Ukrayna’da savaş halinden bahsetti. NATO ve AB ülkeleri zaten savaşın başladığı ilk günden bu yana Rusya-Ukrayna çatışmasını savaş olarak niteledi. Rus vatandaşları ise Putin yönetiminin Ukrayna’daki harekatını ‘özel askeri operasyon’ yerine ‘savaş’ olarak niteledikleri vakit, 15 yıl hapis cezasına çarptırılıyorlardı.

Peskov, iki yeni kavramı daha kurumsallaştırma çabasında. Birincisi ‘Kolektif Batı’. Peskov, Rusya’nın Kolektif Batı tarafından, yani Transatlantik topluluğa ait olan ülkelerin Ukrayna’ya verdikleri destekten dolayı saldırı altında olduğunu iddia etti. Bu sayede

Yazının Devamı