Dünya varmış!..

15 Mart 2024

Yahu ne güzelmiş komplo ile başlamayıp fitneyle bitmeyen, hakeminden zerre kadar şüphe edilmeyen, üçüncü tarafların tuzla koşarak zaferde dedikodu yenilgide nanik yapamadığı, ne yere ne rakibe yatmanın akla bile gelmediği, sahada oynanıp biten, sonucu emek ve yetenek belirleyen, ödülü iddiası kadar büyük, kıran kırana bir maç görmek.
Ne güzelmiş tur atlamak… Hedefi büyütmek, karşılığında futbol cadılarının lanetli fallarına muhatap olmamak ne güzelmiş.
Bizi geçin… Asıl Fenerbahçe’nin gözünde tütüyor olmalıydı bu koşullar. Yenilse bile!
İyi ki, Süper Lig kaosundan teneffüse çıkabildi Fenerbahçe, iyi ki, Avrupalı rakip, Avrupalı hakemle futbolun asil mücadelesinden derin nefesler alabildi… İyi ki, Konferans Ligi vardı ve çeyrek final gördü de yeni hava değişimlerine vize alabildi.
Süper Lig’in haline bakınca, çok ihtiyacı olacak böylesine skordan bağımsız “sınırları sahanın çizgilerini aşmayan futbolla, rakiplerle, hakemlerle” rahatlatıcı molalarda

Yazının Devamı

Tuzaktan farka

11 Mart 2024

Maç başladığı anda çığırından çıkmıştı zaten!.. Çünkü Kadıköy’e önce rakibin sinirini bozmak için gelen bir Pendikspor vardı. Amacına ulaşabilmesi hakemin basiretsizliğine bağlıydı ki, o çoktan hazırdı.

İşin acı tarafı, Fenerbahçe’nin şampiyonluk yarışını falan bir kenara bırakıp ilk yarı boyunca çıldırmanın şehvetine kapılmasıydı.

Didişmeye aynen karşılık vermeye çalışarak bomboş geçirdi devreyi Fenerbahçe. Boyu uzadı, atak sonlandıramadı, kanat organizasyonu yoktu, uzun top atamadı… Sadece mazeretsiz asabiyetin esiriydi. Hani meşhur “takım oyunu” lafı var ya… Tam takım başka bir moda girdi Fenerbahçe, rakibe hakeme karşılık vermeye çalıştı. Koca devre kimi kavga etti, kimi hayret…O kadar ki, Ferdi gibi oyununa konsantre, Dzeko gibi feleğin çemberinden geçmiş pozitif bir usta bile sarı kart gördü. Nasıl bir devreyse, Ferdi tır çarpmışa döndü, Dzeko’nun kaşı açıldı. Fenerbahçelilerin dokunduğu rakip ise yerden kalkmadı bir türlü.

Aslında sevimsiz hesapları

Yazının Devamı

Akıl ve mücadele resitali

8 Mart 2024

Belçika’daki 3-0 net skorla, biyolojik saatini “çeyrek finale çeyrek kalaya” kuran Fenerbahçe’nin, şampiyonluktaki “yerli ve ezeli” rakibi, küplere binse yeridir.
Kolay mı; “kutsal savaş” verdikleri “düşman koalisyona” bir de “dış güçler” eklendi sanki! Hani dehşetli bir rakipti Saint Gilloise?
Şaka bir yana, aslında tecrübe ile temponun zırhsız-maskesiz mertçe kapışması ve kocaman yürekli yeteneklerin, kocaman akciğerlerle baş etme gösterisiydi Belçika’da yaşanan.
Teraziye basan ise sezonun en akıllı en iyi mücadelesini veren Fenerbahçe.
Oyuna gelince, adeta “Fenerbahçe, Fenerbahçe’ye karşı” başladı maç. Lakin önde basan, rakibini çıkartmayan sarı-mavi, Union Saint Gilloise idi.
Hepsi enerji topu, hızlı, çalışkan çocuklardı Saint Gilloise takımının ama yetenek ve tecrübe başka bir şeydi. Yirmi dakika mahkum oynayan Fenerbahçe, Cengiz’in kullandığı serbest vuruşu Çağlar kale önünde Batshuayi’nin önüne

Yazının Devamı

İçten patlamalı F.Bahçe!..

3 Mart 2024

Samsun ve Alanya mağlubiyetlerini de kapsayan Kupa’dan eleniş ile düne kadar gelen hayli uzun süreçte, altı galibiyet almış olsa da öksürüyor, tıksırıyor, tekliyordu Fenerbahçe motoru!.. Mersin’de Hatayspor’u rahatça geçtiyse “her şey düzeldi” anlamına gelmemeli; zira, Fenerbahçe’ye yol veren “iki takım arasındaki sıklet farkının hakkını veren” Hatayspor’du aslında!..
İlk yarısı 2-0 Fenerbahçe üstünlüğü ile geçen ve öyle biten maçta, Fenerbahçe müthiş bir tempo yapmadı, önde basmadı, Ferdi’nin klasikleşen üstün performansı dışında merkezi - kanatları amansız bir şekilde kullanmadı… Ama karşısında üstüne gelmekten, basmaktan çekinen, Fenerbahçe’yi uzun toplarla geri koşturmayı bile ıskalayan veya mecali olmayan bir Hatayspor vardı. En azından ilk yarı itibarıyla.
Sezonu roman konusu olacak Hatayspor “olması gerektiği” gibiydi… Süper Lig’in en iyi potansiyeline sahip Fenerbahçe, “olması gerektiği gibi

Yazının Devamı

Özbek’in ateşi üflemekle düşmez!

2 Mart 2024

Şampiyonluk yarışında öne geçmek, kazanmak sizi kesmiyor, kaybetmek çıldırtıyor, ihtimali bile nefretinizi köpürtüyorsa…
İçinizden rakibe sopa atmak, yumruk çakmak, onu yerden yere vurmak geliyorsa…
Açarsınız bir cirit şubesi, kurarsınız boks takımı, judo takımı; sporunuzu alt beyninizdeki agresif fantezilerinize katık edersiniz.
Lakin, değneğin de yumruğun çullanmanın da kuralları var.
Kimseyi düşmanlaştıramaz, kimseyi mahkeme kararlarına rağmen suçlayamazsınız. Hele kavgayı camia boyutuna asla taşıyamazsınız. Onun da ceza kanununda karşılığı var.
Ağzınızdan çıkanı kulağınız duyacak önce.
Galatasaray başkanı sayın Dursun Özbek gibi “eski defterleri” kapatmanız gereken yerden açarsanız… Memleketin kılcal damarlarına sızıp beynini ele geçirmeye ramak kalan “organize felaketin” işinize gelen yerini alır, işinize geleni yok sayarsanız… Gerçeğin ortaya çıkması, mahkemelerin kadim kulübü aklamasını atlar, Fenerbahçe’ye “kumpas artığı” suçlamalarla saldırırsanız…

Yazının Devamı

Şerefiyle elendi

28 Şubat 2024

Kimse rol yapmasın!.. Cayır cayır yanıyor futbol. Ateş sokağa sıçramak üzere. Dili zehirli, adaleti şaibeli, “rakip” ile “düşman” kavramlarının birbirine karıştığı yangın yerinin “müebbet mağdurlarıyız” hepimiz.
Olan bitenden habersiz masumca yuvarlanan topla ilişkili her şey gıyabında yozlaşıp, bozulurken “birinciliğin zeminlere verildiği sezonda” Ankaragücü sahası onarılmış, yeşillenmiş! “Ne mutlu” ha!
Bırakın kardeşim, Polyanna mıyız biz? Geçmişin çimensiz ama ahlaklı sezonlarına çoktan fitiz.
Neyse ki… Ankara’daki futbol eyleminin statüsü de kulvarı da edebi de farklıydı. Adil olma olasılığı kuvvetliydi. Öyle de oldu; darısı başka takımların maçlarına!
Evet… Sahaya çıkan Fenerbahçe bile bambaşkaydı Ankara’da! Acizdi… Ankaragücü ise ligdeki kritik yerine karşın tam kadro çıktı kupa maçına. Kazanmak isteyen belliydi.
Reçeteli “antifener” taktiği ile önde basarak başladı ev sahibi. Yazı-tura atmaktan farksız Cengiz ile başlamak, Zajc’lı Krunic’li

Yazının Devamı

Galibiyetin en kötü versiyonu!

25 Şubat 2024

Gözü üçüncülükte, seri yakalamış, organize bir takım olan Kasımpaşa, maça önde basıp rakibe oyun kurdurtmayan bir futbol aklıyla başlayınca, Fenerbahçe yakaladığı üç pozisyon dışında ilk yarıyı kendi sahasında geçirdi adeta.
İsmail Kartal düşüşteki Szymanski yerine hiç de kötü oynamayan Mert Hakan’ı koymuş, sistemi 4-3-3 gibi kurmuştu… Bir bildiği olmalıydı! Kimsenin akıl etmediği futbol dehasının sahada vücut bulması beklenirken, Krunic yine formayı gereksiz işgal edince, Çağlar sadece takım boyunu uzatınca, “çantadan çıkacak tavşandan” vazgeçtik, Fenerbahçe formsuz da olsa Szymanski’yi arar hale geldi.
Geçtik “kontra taktikleri”!.. Amansız Kasımpaşa baskısını Dzeko gibi yeteneğe uzun top atarak kırmayı bile akıl edemedi bir devre boyunca Fenerbahçe! Aslında “kariyeri” değil “performansı” ekstra olacak bir futbolcu ile “analiz ile çözümü” aynı hızla sahaya uyarlayacak teknik akıl lazımdı Fenerbahçe’ye.
İkisi de yoktu.
&

Yazının Devamı

Çamurdan böyle de altın çıkar!..

18 Şubat 2024

Tamam… Islak ve yorgun statlar mevsimindeyiz ama bu kadarı fazla. Patagonya’daki “büyükbaş cenneti” otlu bataklık Pampa’dan koca bir dilim almışlar Rize Stadı zemine sermişlerdi sanki…
Yetmezmiş gibi, sol kanadı Tadic’i anlamayan Oosterwolde tercihi sayesinde, sağ kanadı ise çamur marifetiyle “muhallebiye ” dönmüştü Fenerbahçe’nin.
Muhtemelen, ağır sahaya uygun güçlü fiziği ve Ferdi ileri çıktığında Akintola’ya boşluk yaratabilir diye sol beke konun Oosterwolde, kötü bir maçın ardından İsmail Kartal’ın “en keskin hamlesiydi! Yetmedi… Hatta ters tepti. Cengiz ve Ferdi sinir küpüne döndü sağdaki bataklıkta.
Maharet Minchev’in değildi… Takım boyu uzamış, teknik ayakları çamura batmış, “serbest düşüşü” sürdüren Szymanski’nin yokları oynadığı, orta sahası iki “6 numara” gibi İsmail ile Krunic’e teslim, hala kısa paslarla teknik göstermeye çalışan Fenerbahçe’ye gol atmak kolaydı tabi.
İkinci yarıya 1-0

Yazının Devamı