Deniz Kilislioğlu

Deniz Kilislioğlu

deniz.kilislioglu@ntv.com.tr

Tüm Yazıları

“Pakistan seçimini hapishanedeki eski Başbakan İmran Han kazandı.”

Haber bu haliyle pek ilgi çekici değil ancak daha ilginç yapan, hapishanedeki İmran Han’ın bu seçimi “yapay zekâ” imkanlarıyla kazanması. Fikir, Han’ın partisi Pakistan Adalet Hareketi’nin sosyal medya işlerini yöneten Jibran İlyas’a aitti. Ben de İlyas’ı bulup, hikâyenin önünü arkasını anlatmasını istedim. Jibran İlyas dünyanın çeşitli üniversitelerinde dersler veren bir siber güvenlik uzmanı. 12 yıldır da Han’ın partisi için çalışıyor. Anlattıklarından çıkarttığım şu: Seçim başarısı, yapay zekâ teknolojisiyle, ülkenin siyasi ve sosyolojik yapısına dair analizlerin bir araya getirilmesi sayesinde gelmiş. İlyas, özellikle bir noktanın altını çiziyor: “İmran Han’ın bir hikâyesi olmasaydı, sadece yapay zekâ üzerine kurulmuş bir kampanya seçimi kazanmaya yetmezdi. Önce bir hikâyeniz olacak.” İmran Han’ın hikâyesini daha iyi anlamak için, Pakistan’daki siyasi durumu da özetleyelim. İmran Han hükümeti 4 yılın sonunda, 2022’de güven oylamasıyla düşürülmüştü. Erken seçim istedi ama o da yapılmayınca protesto yürüyüşlerine başladı. O sırada bir suikast girişimiyle karşılaştı, yaralandı. Eski başbakan daha sonra “devlet sırlarını ifşa etmek”, “başbakanlığı döneminde aldığı hediyeleri satmak” gibi suçlardan Ağustos 2023’te cezaevine girdi ve halen hapiste. Han bir “yargı darbesine” kurban gittiğine inanıyor. Han’ın tutukluluk hali ülkede bir kesim tarafından desteklenirken, diğer kesim bunu tepkiyle karşılıyor. Ülke derin toplumsal kutuplaşmanın içinde. İşte seçimler, bu zeminde yapıldı ve İmran Han’ın siyasi kaderi için hayati önemdeydi.

Haberin Devamı

‘İmran Han önce anlamadı’

Jibran İlyas’la sohbetimiz “Fikir nasıl doğdu?” sorusuyla başladı. O da aslında “İmran Han’ı mitinglere nasıl getireceğiz?” sorusuyla başladık diye anlatmaya başladı. Önce grafikler, ses kayıtları yapmayı ama bunun heyecan vermeyeceğini düşünmüşler. Sonra Han’ın eski konuşmaları ve videolarını kullanmayı değerlendirmişler ama bu da onları tatmin etmemiş. Yeni fikirler, açıklamalar gerektiği için “yapay zekâ” fikri ortaya çıkmış. İlyas, “Hapishanede ne ses ne de video kaydı alınabiliyordu. Biz de O’na avukatları aracılığı ile bazı notlar vermesini, o notları bir konuşmaya dönüştürüp, yapay zekâyla ses ve görsele dönüştüreceğimizi ilettik” dedi. Yani hedefledikleri, meydanlara çıkamayan İmran Han’ın bir avatarını -yani sanal ortamda gösterilecek imajını- yapmaktı. Jibran, “İmran Han başta anlamadı ama sonra mitinglerin sanal ortamda olacağını söylediğimizde bize yol verdi” diye anlatıyor.

Haberin Devamı

11 dolarlık yazılım

İmran Han’ın avatarı 11 dolarlık bir yazılımın ürünü. İlyas, “Han’ın seslerini ve avatarını kurgulamak sadece 48 saatimizi aldı. Nihai versiyona ulaşmak için 36-37 örnek yaptık” diyor. Han’ın avatarı sanal ortamda kendisinin yerine geçti. Mesajlarını sanki kendisi konuşuyormuş gibi dillendirmeye başladı. İnsanlar İmran Han’ın “sûretini” dinliyordu. Böylece hapishanedeki bir adam, sanal da olsa seçim meydanlarına taşınıyordu. Yapay zekâ, genellikle deep fake (birinin taklidi vs.) için kullanıldığından, çok riskli bir teknoloji. Siyasi mesajlarla bu işe girmek ise gerçekten cesaret istiyor. İlyas, kampanya sürecinde etik kurallara uyduklarını anlattı; “Kimseyi aptal yerine koymadık. Seçmenin karşısına çıkanın gerçek İmran Han olmadığını, her şeyin onun izniyle yapıldığını söyledik” dedi. Tabii bu işin başka boyutları da var. Hapse konulan, topluma doğrudan erişimden mahrum olan bir kişi, yapay zekâ teknolojisi üzerinden yeniden toplum içinde çıkartılıyor. Bu konunun hukuki ve felsefi boyutu önümüzdeki dönemde de çok tartışılacak gibi...