250 liralık omlete hücum
Biz plajlardaki lahmacun fiyatlarını tartışaduralım Fransızlar sadece iki malzemeli, 250 liralık omletin önünde insanları kuyruğa diziyor. Nasıl mı? Hikayesiyle, tarifiyle ve pazarlamasıyla onu bir efsane haline getirerek
Bizde belki de bu eksik. Elimizdekini sıradanlaştırmak, ya da en azından doğru sunup pazarlayamamak. Normandiya’da Orta Çağ’da Hristiyanların haç yerlerinden olan Mont Saint Michel, suların ortasındaki minicik bir kaya parçasına kurulmuş görkemli manastırı ile UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde. Gezginlerin ise Eyfel’den sonra ülkede en çok görmek istedikleri ikinci yer. Bu avuç içi kadar adacık ihtişamlı Gotik Benedikten manastırı, şaşırtıcı med cezir ve bir de omleti ile bir cazibe merkezi. Evet yanlış duymadınız sadece tereyağı, krema ve yumurta kullanılarak hazırlanan bir omlet. 38 euro’ya satılan bu omlet için kuyruklar oluşuyor. Kuyruktakiler deli mi diye düşünmeden edemiyor insan. Ama içerde kocaman bakır kaselerde mütemadiyen yumurta çırpan iri cüsseli şefleri, parlayan odun ateşinde uzun saplı bakır tavalarda pişen pofuduk omletleri ve en önemlisi omletin sürekli parlatılan hikayesini duyunca insan meraksız kalamıyor haliyle.
Omleti bulan Madame Poulard, 1800’lerin sonlarında Mont Saint-Michel’e gelerek, bu kutsal bölgeye yolculuk yapan kişilere sufleden ilham alarak bir omlet çeşidi yapmaya başlıyor. Çünkü yumurta adada temini en kolay gıda maddesi. Yolculuktan acıkıp bitap düşen kişiler için bu omlet besleyici ve doyurucu oluyor. Adaya gelen herkes için omlet adeta bir ziyafete dönüşüyor. Şu an bu omlet Le Mere Poulard lokantasında 38 euro’dan satışta. Ambalajlarına Madame Poulard’ın resminin basıldığı karameller, kurabiyeler, önlükler, yemek kitapları ve daha envai çeşit hediyelikler adanın en büyük gelir kaynaklarından. İmreniyor insan. Darısı Çin malı hediyelikler satılan dünya güzeli turistik yerlerimizin başına…
Bölgenin gastronomik değerleri
Kuzey Fransa’nın incileri Normandiya ve Brötanya’yı bir Fransız’ın, Martine Atalay’ın hazırladığı programla gezerek kısa sürede çok yer görüp tatma imkanı buldum. Eşi Fikret Atalay’la birlikte Dünyanın Renkleri’nin sahibi olan Martine’nin hazırladığı Fransa gurme turların içeriğine başka yerde rastlamak zor. Buyrun bir Fransızın gözünden bölgenin gurme perspektifine:
- Bölgede bulunan Loire Vadisi bağları ve özellikle de Chambord, Blois, Amboise ve Chenonceaux gibi görkemli şatoları ile ünlü. Şatoların hemen yakınlarındaki gastronomik restoranlar mutlaka ziyaret edilmeli.
- Agneaux de pré salé, yani tuzlu çayır kuzusu Mont Saint-Michel koyu ve Cotentin yarımadasının en özel eti. Okyanus suyu periyodik olarak kuzuların otladığı alanlara sızıyor ve sonuçta doğal olarak tuzlu bir kuzu eti ortaya çıkıyor.
- Fransa’nın en iyi peynirlerinin bazıları burada üretiliyor; yumuşak kremamsı dokusuyla öne çıkan Pont-l’Évêque, Livarot, Neufchâtel ve Camembert isimlerini üretildikleri şehirlerden alıyor. Ayrıca Crottin de Chavignol adlı taze keçi peynirinin yanında ilginç tarihiyle bilinen, inek sütünden yapılmış Curé Nantais de en özellerden.
- Hemen her menünün sonunda önünüze müthiş bir elmalı tart geliyor. Çünkü Calvados’un da üretildiği bölgenin elmaları pek leziz.
- İstiridye çiftlikleriyle bilinen Cancale kasabası deniz mahsullerine doymak isteyenler için ideal.
- Brötanya’daki menülerin çoğunda tavuk var. Hemen burun kıvırmamak gerek zira bunların çoğu Geline de Touraine olarak bilinen küçük siyah tavuklar ve çok lezzetli.
Normandiya sufle omleti (4 kişilik)
30 gram tereyağını eritin. 6 yumurtanın beyazlarını sarılarından ayırın. Sarıları bir kapta 1 yemek kaşığı krema ile çırpın, tuz ve karabiber ile tatlandırın. Beyazların kıvamı çok katı olmayacak şekilde iyice çırpıp köpürtün. Sarıları beyazlara yedirin, erimiş tereyağını hızlı ve hafifçe karıştırarak ekleyin. 30 gram tereyağını bakır tavada eritin, karışımı tavaya dökün ve yüksek ateşte omletinizi pişirin. Altı pişince üste doğru yarım ay şeklinde kapatın ve hızlıca servis edin.
