'Küçük bir hadise hayatıma yön verebilir!'

Geçen sezon “Diriliş Ertuğrul” dizisinde Sırma Hatun’u canlandıran Öykü Çelik, dün vizyona giren “Ölü Yatırım” filminde fantastik bir karakterle izleyici karşısında. Yaşayan birine aşık bir hayaleti canlandıran Çelik, “Hem ciddi hem deli dolu” diye tanımladığı karakteri gibi rengarenk biri. Seyahat aşkıyla 22 ülkeyi baştan aşağı kat eden oyuncu, insanları olduğu gibi kabul etmeyi başardığını söylüyor...

- Dün vizyona giren “Ölü Yatırım”da hayalet olarak rol alıyorsunuz. Bu farklı bir deneyim olmalı...

Oynadığım en fantastik karakter diyebilirim. Bu yüzden çok büyük keyif ve heyecan duydum. Bir hayalet canlandırıyorum. Biraz argo yanları var, hafif cilveli ve sempatik bir hayalet oldum aynı zamanda... Hem ciddi hem komik bir karakter ve en önemlisi yaşayan birine aşık. Bu da durumu daha karmaşık ve eğlenceli hale getiriyor.

- Hem ciddi hem komik diyorsunuz. Peki, sizin duygularınızı yansıtan biri olduğunuzu söyleyebilir miyiz?

Açıkçası sinirlendiğimde sindirene kadar duygumu pek belli etmem. Edersem, vicdan azabı çekerim. Bu sebepten karşımdakine özen gösteririm. Sakin konuşmak önemlidir. Bütün duygularımı yaşarım. Yüksek sesle kahkaha atmaktan çekinmem, içimden ağlamak gelirse ağlarım, insanlardan gocunmam şüpheli biri değilimdir. Yaşadığım ana konsantre olurum, insanlara inanırım. Kalbinin temiz olduğuna inandığım insanlarla görüşürüm.

- Bir röportajınızda insanları tolere ettiğiniz için üzüldüğünüz zamanların olduğunu söylemiştiniz...

Eskisi gibi kişiselleştirmiyorum durumları. ‘İnsanlık hali’ deyip geçiyorum. Vurdumduymaz değilim tabii ki ama insanları olduğu gibi kabul edebilmeyi başardım. Kendimizi geliştirmemiz gerekiyor hayatla ilgili. Tabii ki bu bir süreç ve hata yapmamaya odaklanıyorum. Yaşadıklarım ya da dinlediklerim üzerine analiz yapmaya çalışıyorum. Küçük bir hadise ya da söz bile hayatıma yön verirken yardımcı oluyor.

“Moda oyuncu olmak gibi dertlerim olmadı”

- Oyunculuk sürekli kendini yenilemeye ve öğrenmeye açık bir alan. Siz kalıcı olmak adına neler yapıyorsunuz?

Kalıcı olmak kendini geliştirmekle alakalı. Hiçbir zaman dönemin moda oyuncusu olmak gibi bir derdim olmadı. Kendimi zorlamaya ve sorumluluğuma odaklandım. Bu zamana kadar kalıcılığımı böyle sağladığımı düşünüyorum.

- Yaz mevsimindeyiz, nasıl bir tatilcisiniz? Nereleri tercih edersiniz?

Doğayı çok severim, yazı kışı yok mutlaka deniz ve kum olan yerlere giderim. Benim için huzur olmazsa olmaz. Kafamın bir şeye, bir işe takılı olmaması gerekiyor. Bugüne kadar 22 ülke gezdim, inşallah daha da fazlasını görme niyetindeyim. Hayatımın öncelikleri arasında keşfetmek zirvede...

“Duruşumuzla gücümüzü gösteririz”

- Buz pateni, kayak, roller skate gibi aktivitelere merakınız var diye biliyoruz. Bunlara yeni eklemeler yaptınız mı?

Aklımda dalış, tenis ve yelken var. Roller skate benim için yürüyüş gibi oldu artık. Kendime bakmayı ihmal etmem haliyle sporu da... Benim için önemli olan zayıf değil, sağlıklı olmak. Zaten ancak o zaman güzel görünür insan. Bu yüzden sporumu asla aksatmam.

- Babanız kaleci antrenörüymüş, futbolla iç içe büyümüşsünüz. Futboldan hoşlanan kadın çok fazla değildir ya, sizin için nerede duruyor?

Özellikle Trabzon’da yaşarken maçlara giderdim. İstanbul’da da gittiğim oldu. Maç izlemeyi severim, çok zevk alırım ama izlemediğim zamanlarda da tutkum yoktur. Babam bize futbolu çok aşılamadı, daha doğrusu eve pek iş getirmedi ama spor yapmayı aşıladı. Bu çok daha önemli benim için.

- Bir kadını günümüzde güçlü kılanın hangi özellikleri olduğunu düşünüyorsunuz?

Güç, genelde maddiyatla birleştirilir ama ben en başta duruşla olacağına inanıyorum. Olaylar karşısındaki tavırlarımız… Maddi gücü olan kadınlar tabii ki birçok şeye tahammül etmediği için daha avantajlı ancak bir kadının maddi gücü de olsa desteğe ihtiyacı olduğu zamanlar var. Kadınların günümüzde daha çok birbirini destekleme fırsatı var ve birbirimizi destekliyoruz. Bu da bizi artık eskiye nazaran daha güçlü kılıyor.